30 Aralık 2012 Pazar

nasreddin hoca ve bitürk


Arkadaşlarım yaptığı için midir nedir çok beğendiğim bu filmi. Nasreddin Hoca’yı oynayan Fahrettin abi, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Tiyatro okurken 3. sınıfta bırakan bir abimiz. Fakat bu yarım bırakılmış eğitimin ona fazla bişey kazandırdığını sanmam, zira kendisi doğuştan yetenekli cinsten. Beraber geçen yıllarımızı hatırladıkça aklımda hep yaptığı şakalar, mizahi kişiliği geliyor ki geçirdiğimiz günler zor günlerdi halbuki. Yeteneği var şüphesiz fakat bize malzeme edip heba olduğunu düşünmüşümdür hep. Heba olmayıp, bir işe yaramak için beni konservatuar’a hazırlamayı bile teklif etmişti halbuki fakat çok yanlış bir insana denk geldi ne yazık ki; zira ben kendimden fazlasıyla ümitsiz birisi olarak. Onca gazlamaları filan boşa gitti. Nasıl ümitli olabilirim ki? Bu iş yetenek işi, hazırlanmakla da bir yere kadar. Hem ortada kendisinin konservatuara giriş öyküsü varken. Şöyle ki; liseyi bitirdikten sonra, aslında aklında hiç bu tür işler yokken ve üniversite sınavlarına filan hazırlanırken bir arkadaşı hummalı şekilde konservatuar’a hazırlanmaktadır. Bizim Fahrettin abi’ye “sen de benimle gel de yalnız gitmeyeyim” der ve ona başvuru yaptırır. Arkadaşının 2. mi, 3.mü girişiydi hatırlamıyorum ama tiyatro kurslarına filan giden, ciddi şekilde bu işi kafasına koymuş birisiymiş. Sonra seçmelerin olduğu gün gelir çatar. Öyle ki Fahrettin abi o gün seçmelerin olduğunu bile hatırlamaz, arkadaşı uyandırarak kendisini evden alır. Beraber seçmelere giderler. Sonra çıkarlar. Arkadaşı bu sefer kesin olacak diye ümitlene dursun Fahrettin abinin bu işten zerre ümidi yoktur. Sadece söylenenleri, yap denilenleri yapmış ve çıkmıştır seçmelerden. Yaptıklarının da ne olduğu hakkında pek fikri yoktur. Kaldı ki arkadaşı o kadar hazırlanmayla katılıp da bir türlü seçilemiyorken nasıl ümitlensin? Aradan bir süre geçer ve bir gün arkadaşı arar “nasıl oldu bu?” diye sorar hayli kızgın bir şekilde. Fahrettin abi’nin durumdan haberi yoktur, seçmelerin ne zaman açıklanacağını dahi bilmez, nasıl olsa seçilmeyeceğini düşünerek konuya ilgisizdir. Lakin şu işe bakın ki bizim çılgınlar gibi hazırlanan arkadaşı seçmezler de Fahrettin abi’yi seçerler.

Neyse, kendisinin oyunculuğunu hiç görmemiştim. Yani şu seçilme öyküsünü bilip de ve bir de her gün bize türlü oyunlar yaptığını görürken üzülüyorduk bu duruma. Belediye tiyatrolarına filan başvur dememize aldırmadı hep, aslında bu tür küçük işleri hep küçümsediğini söyleyebilirim. Sanatçı artistliği de yok değildi hani bizim Fahrettin abi’de. Ama bu işi kabul etmiş işte. Sanırım arkadaşlar arasında yapılan bir iş diye. Şimdi ilk kez onu bir filmde oynarken görünce heyecanlandım, tuhaf şeyler hissettim haliyle. Umarım bundan sonra bişeyler yapmaya devam eder.

Bitürk’ü oynayan Efe’yi tanımıyorum ama kendisi bobilerde filan bir hayli meşhur bir arkadaş. Çok iyi çalışmaları var. İyi bir mizahçı. Bu filmin senaryosu da kendisine ait. Yalçın abi bir gün beni kendisiyle tanıştıracağını söyledi bakalım.

Yalçın abi de Fahrettin abi kadar uzun dostluğumuz olan birisi tabi. Ortak arkadaşlarız zaten. Hani gülen ekip var ya onlar arasında sakallı olan. Kendisi son zamanlarda fotoğraf, kamera işlerine el attı. Bu kısa filmde yapımcı, bir de bazı sahnelerde gülüyor işte. Geçen ziyaretlerine gittiğimde bana yapım aşamasını anlattı. İzmir’de bir çok köy gezmişler çekimler için. Çok hoş yerler seçmişler gerçekten de. Çekim kalitesi de gayet iyi fakat sonradan seslendirme işi bozmuş birazcık. Eh o kadar da olacak tabi. O da ekipman yetersizliğinden kaynaklı sanırım.

Bu kısa film ile Okan Bayülgen’in hazırladığı bir kısa film yarışmasına katılmaya karar vermişler bir ara. Hatta program jeneriğinde filmin bazı sahneleri bile yer almış. Fakat daha sonradan Efe, Okan’ın yarışmaya kendi arkadaşlarını aldığını öğrenince yarışmadan çekilme kararı almış. Amatör kısa film yarışmasında profesyonel bir ekibin katılmasını adaletsiz bulmuş haklı olarak.

Son olarak; Eşeğin satranç oynadığı sahne bir kez çekilmiş ve eşek tesadüfen şahı devirmiş :)

Çok uzattım, haydi iyi seyirler.


26 Aralık 2012 Çarşamba

fires at midnight


bu zamana kadar bu blogda hiç blackmore's night parçası paylaşmamış olduğumu fark ettim. ayıp etmişim.