bugün odayı toplarken buldum bu karikatürü. kim bilir ne zaman kesmişim gazeteden (sapsarı olmuş artık)
gülümsedim. şu an bilgisayarım tıka basa dolu ve tek bir şey silemiyorum. en çok da filmler yer kaplıyor. bir çoğunu tekrar izlemeyeceğime eminim. o zaman yer kaplamasının bir manası yok değil mi? ama işte öyle olmuyor. elim bir türlü silmeye varmıyor.
yeni bir yöntem geliştirdim; izlemediğim filmler arasında seçim yaparken imdb puanı en düşük olan veya komedi - aksiyon türünde olanları önce izliyorum ki silmeye elim varsın ve bilgisayarda yer açılsın. ama onlardan bile silebildiğim tek tük çıkıyor yani. muhtemelen daha güzel olan diğer filmleri izleyememiş olmamla kalıyorum.
bu bir hastalık sanırım. bizden sonraki kuşakta bunun olacağını zannetmiyorum. eminim ki işini gördükten sonra gözlerini kırpmadan sileceklerdir. hatta şu durumumu anlatsam; "niye silmiyorsun ki internet diye bir şey var indirirsin tekrar" derler şimdiden.
4 yorum:
işte o çocukların agzına agzına vurasım var :)))
öyle aman aman bir arşivci ruhum yok ama,kagıda hemde sararmışına hayranlığım var.
bizler bir tür avcı-toplayıcılarız. bir tür yani. garip bir yaşam formuyuz. bizden sonra gelenler belki toplayamayacaklar. hatta toplanmışı da dağıtabilirler bu ne be öf diyerek :)
bu biraz da kitapları okuduktan sonra atamamak gibi değil mi? normal yani aslında. hmm. normal normal. evet.
:)
negatif,
aklıma dedem geldi bak şimdi. kendisinin doğum tarihi tam olarak bilinmiyor ama öldüğünde 100 yaşını geçtiğine şüphemiz yok. çok şey görmüş geçirmiş, atatürk'ü bile anımsıyordu. yani demek istediğim zor günler geçirmiş, yoksulluk görmüş filan...
bir keresinde kendi avlusunun önünde yürürken izlemiştim onu. bastonu bir gazoz kapağına çarptı. o yaşta üşenmedi, aradı-taradı-buldu ve usulca eğilip o gazoz kapağını aldı. sonra da cebine attı. eve gidince de onları biriktirdiği yerine koymuştur herhalde.
bu biriktirme güdüsü biraz da yoksulluk görmekten oluyor sanırım. biz zamanında 1 kaset için neler yapardık hatırlar mısın?
kasetleri hatırlıyorum tabii ki. ama daha çok aylarca aradığımız kasetleri hatırlıyorum. az bulunurdu çoğu, çok değerliydiler. biraz da zorunluluktan arayıp dururduk. yıllarca biriktirdik.
yıllar sonra o kasetlerden müzik dinlemek için kasetçalar aldım. kasetten müzik mi dinlenirmiş dedim sonra. kasetçalar da bozuldu zaten. şimdi kasetleri atmaya kıyamıyorum. hiçbir işime yaramayacaklar ama duruyorlar öyle.
biriktirme meselesini kolektif bilinç dışına bağlarız bence.
Yorum Gönder