15 Mayıs 2010 Cumartesi

before sunrise



+ Yani, hep kadınlığın güçlü ve bağımsız bir sembolü olup hayatım bir adam çevresinde dönmüyormuş gibi yapma baskısını hissediyorum. Ama birini sevmek ve sevilmek benim için çok anlamlı. Hep dalgasını filan geçerim ama hayatta yaptığımız her şeyi biraz daha sevilmek için yapmaz mıyız?

- Bilmiyorum. Bazen iyi bir baba ve iyi bir koca olduğumu düşlerim. Hem bazen gerçekten yakın geliyor. Ama diğer zamanlarda aptalca geliyor, sanki bütün hayatımı mahvedecekmiş gibi. Ve bu bağlılık korkusu sevmeyi beceremiyor olduğum için değil, çünkü sevebilirim. Sadece, kendime karşı tamamen dürüstsem, sanırım bir şeyde gerçekten iyi olduğumu bilerek ölmeyi tercih ederim. Sadece güzel bir ilişkide olmaktansa bir şeyde üstün olmak.

+ Bir kere yaşlı bir adamın yanında çalışmıştım ve bana bütün hayatını işini düşünerek geçirdiğini söylemişti. 52 yaşındaydı ve aniden hiç kendinden bir şeyler vermediğini fark etti. Hayatı hiç kimse ve hiçbir şeye adanmış değildi. Bunu söylerken neredeyse ağlıyordu.
İnanıyorum ki eğer Tanrı diye bir şey varsa bizim içimizde değil, ne senin ne de benim, ama sadece şu aradaki küçük boşlukta olurdu. Bu dünyada büyü diye bir şey varsa birilerinin bir şey paylaşmasını anlamaya çalışmakta olmalı. Biliyorum, başarmak neredeyse imkânsız ama kimin umurunda gerçekten? Cevap arayışta olmalı.

Hiç yorum yok: