
Neresinden baksa bir anlam çıkartabilir aslında. Bildiklerinden değil, düşündüklerinden bu böyle. Hiçbir şey, üzerinde düşünülmeden anlamlı olmaz ya. Peki neden her şey üzerine düşündükçe bu kadar anlamsızlaştı?
Çünkü bilmek ilerlemek gibidir derdi. Bildiklerinin bilemediklerinden az olduğunu bilip, bununla avunabilirdi. Böylece aldığı yol da, alacağı yoldan az gibiydi. Yolculuğuna yol çizmek için bilmesi gerektiğine inanırdı. Böylelikle yolculuğu boyunca hep yol çizdi kendine. Yolcu olduğunu bile unutmuştu artık.
Sonunda yoruldu. Artık düşündükleri ona bir düş, yolculuğu ise bir yorgunluk gibi geliyordu sadece.