O kadar çok gerilmiştim ki, şimdi birden bire kendimi salınca tuhaf bir şekilde boşluğa düştüğümü hissettim; içi doldurulmamış bir zamanın hissiyatı, yarını bugünden yaşama gayretkeşliğinden sıyrılma.
Alışkanlık ne şaşmaz bir şey aslında. Şu nehrin suyunu bilirim; asırlardır akar, bir tür alışkanlıktan mıdır nedir? Kayaları bile oymuş geçmiş de hala şırıl şırıl akıyor işte.
Beşer şaşar derler. Kendimden caydığım oluyor da, kendimde olmaktan cayamıyorum ya bir türlü. Bilmiyorum bırakabildim mi kendimi şu nehrin kıyısından aşağıya. Bilmiyorum artık sürükleniyor muyum zerreciklerimle. Sadece çıplaktım ve üşümüştüm; buna yordum ben de gidişatı. Bilmiyorum yol aldım mı ve asıl bilmiyorum ki gidiyor muyum?
Uyumuyormuşum ne zamandır. Bir tür cehenneme uyanığım nicedir. Şimdi ise üşüdüm birden. Suya yordum üşüyüşümü. Ben hep çıplaktım hem. Ateşe gitse en çok yanan, suya gitse en çok üşüyen çıplak. Üşüyorum ve uyuyorum artık.
1 yorum:
kendinde olmaktan cayamamanı doğru anladıysam, kendinde olduğunda gerilip gerilmediğine bir bak. kendini yakalarsan alışkanlıklardan sıyrılabilirsin. alışkanlıkların en kötü tarafı etkilerinin kolay fark edilemiyor oluşu.
sen gitmesen bile bir şeyler gidiyor. zaman, hayat, sular... hiçbir şey durmuyor.
http://www.youtube.com/watch?v=XuvCMPl4gD0&feature=related
Yorum Gönder