12 Nisan 2012 Perşembe

nasıl bir şey ki bu?


ephrat'ın real parçasını yaklaşık 1 senedir gün aşırı dinliyorum. blogun üstünde de nicedir duruyor ve bir türlü kaldıramadım onu oradan. oradan kaldırmayı da, bilgisayardan silmeyi de düşündüğüm olduysa da beceremedim. birkaç gün dinlemesem, birkaç gün sonra üst üste birkaç defa dinleyesim geliyor. nasıl bir şey bu anlayamıyorum. bu parçanın içinde sıkışıp kalmış gibi hissediyorum kendimi.

bir de aklımın kesmediği şu soru var; bu parçayı yapanlar ne yaptıklarının farkındalar mı acaba?

kime dinlettiysem beğenmedi. dinleyici olarak bu hissiyatıma bir yandaş bulamadım. ister istemez parçayı yapanları kendime yandaş görmek istedim bende. bu yüzden soruyorum bunu sanırım. ama diğer yandan da; ben ne yaptıysam çözemedim, bu sırra vakıf olmadım bir türlü. eğer bu parçayı yapanlar bunun farkındaysa, bu çok fazla bir düzey olmalı. aklım kesmez, buna yetemem. ama kıyısında gezinmek bile yetti.

müzik güzel bir şey.

6 yorum:

negatif dedi ki...

benzer şeyleri ben de iter impius için düşünüyorum. senin şarkını o kadar beğenemedim ama yine de sana yandaş olduğumu hissediyorum. farklı şeylere benzer bakıyoruz, bu sayılır mı?

saylanmaz mı? :)

bilge dedi ki...

benim de böyle bir sürü dönderip aktarıp dinlediğim şarkılar var. Örneğin Styx'den Boat on the river'ı yıllardır her gün en az 3 kez dinlerim. şarkıyla özdeşleştim resmen artık.

şarkı bence çok güzel, bence bir şarkının böyle hisler uyandırması da güzel. senin kadar yoğun bir şey hissedemedim tabii, zamana ihtiyacım var :)

bir de, muhtemelen ne yaptıklarının farkındadırlar. sen dinlerken bu hale geliyorsan, onlar yazarken çalarken ne hale geliyorlardır kim bilir.

müzik çok güzel bi şi.

(bkz. uzun zamandır hiçbir şeye yorum yapamamış olmanın gevezeliği)

alter ego dedi ki...

negatif,
elbette sayılır. ilter impius güzel parça, güzel bir yandaşlık oldu bu :)

alter ego dedi ki...

bilge,
boat on the river çok güzel bir parça ya ne zamandır dinlemiyordum sayende tekrar dinlemiş oldum. teşekkür ettim

ne yaptıklarının farkındalarsa bunu aklım kesmez ve bundan korkabilirim bile. biraz da bu yüzden parçada doğaçlama bir kurgu olduğunu düşünmek istiyorum sanki. hani o anda, o zamanda bazı şeylerin tesadüfü ile denk gelmiş, böyle bir gelişim seyretmiş olabilir. böyle olmalı yani. yoksa oturup baştan sonra... düşünemem bile sonrasını, yok yani aklım kesmez :)

argos dedi ki...

Belki şaşıracaksınız ama ben (bile) beğendim "real"i (yaş 59).... hekim reçetesindeki gibi günde bir adet ( 1x1 ) Pink Floyd’dan “shine on you crazy diamond” da benim vazgeçemediğim, her seferinde bir şeyler keşfediyorum.
Bu parçayı oğlumla paylaştım hemen, tam ona göre..
müziksi bir yaşam dileğiyle

alter ego dedi ki...

gerçekten şaşırdım. zira parçayı dinlettiğim kişilerden nadiren beğeni geldiğini söylemiştim.

shine on you crazy benim de favori pink floyd parçalarımdan birisidir. sanırım uzun olup da zengin melodi ve armoniler barındıran, bunu bir de enstrüman hakimiyeti ile yedirebilen sanatçıların işlerinde her dinlediğinde bir şeyler bulabiliyor insan.

beğenmenize sevindim. oğlunuza selamlar, umarım o da beğenir.

"müziksi bir yaşam" ne hoş bir temenni.

katkınız için çok teşekkürler. memnun oldum.